FATİH ÖMERCİKOĞLU: “UĞURKAN EREZ’İN MİRASI, SADECE BİR MESLEK DEĞİL, BİR HAYAT FELSEFESİDİR”

Türkiye moda sektörünün duayen isimlerinden biri olan Fatih Ömercikoğlu, kariyerinin dönüm noktalarını, sahne arkasındaki bilinmeyenleri ve ilham veren yolculuğunu anlattı..
FATİH ÖMERCİKOĞLU: “UĞURKAN EREZ’İN MİRASI, SADECE BİR MESLEK DEĞİL, BİR HAYAT FELSEFESİDİR”
Yayın: 22 Temmuz 2025 MAGAZİN Google News

Türkiye moda sektörünün duayen isimlerinden biri olan Fatih Ömercikoğlu, kariyerinin dönüm noktalarını, sahne arkasındaki bilinmeyenleri ve ilham veren yolculuğunu anlattı. Hem koreograf hem eğitmen hem de sektörün ruhunu hisseden bir sanat insanı olarak başarılarını ödüllerle taçlandıran Ömercikoğlu, Uğurkan Erez’le başlayan yolculuğunu, gençlere verdiği mesajları ve unutamadığı anılarını dergimize özel anlattı.


“Uğurkan Erez yalnızca bir usta değil, aynı zamanda hayat rehberimdi.”
2000’li yılların başında Uğurkan Erez ile başlayan kariyer yolculuğunu anlatan Ömercikoğlu, onun hem mesleki hem insani anlamda kendisine çok şey kattığını belirtiyor:

“Koreografi nedir? Bir manken sahnede nasıl var olmalı? Oyunculuğa giden yolda hangi taşlar döşenmeli? Uğurkan Erez bana sadece bunları öğretmedi; aynı zamanda bir duruş kazandırdı. Onunla çalışmak benim için her zaman bir ayrıcalıktı.”


“Uğurkan Erez’le çalışmak bir dönüm noktasıydı.”
Disiplini, estetik anlayışı ve sahne dilini bir bütün olarak gören Ömercikoğlu için Erez’le geçen yıllar adeta bir okul niteliğindeydi:

“Podyum sadece yürümek değil, bir anlatım biçimiymiş; bunu ondan öğrendim. Işıkla duygu yaratmayı, hareketle hikâye anlatmayı bana ilk o gösterdi. Genç yaşımda bana duyduğu güven, kariyerimdeki ilk sıçrama noktası oldu.”


“Veliaht ilan edilmek, büyük bir gurur ve sorumluluk.”
Uğurkan Erez’in kendisini “veliahtı” olarak ilan etmesi üzerine duygularını anlatan Ömercikoğlu, bu tanımın yalnızca bir onurlandırma değil, aynı zamanda bir miras devri olduğunu vurguluyor:

“Bu sözle birlikte kendime bir söz verdim: Uğurkan Erez’in mirasını sadece taşımakla kalmayacağım; onu geleceğe taşıyacak yeni yollar da inşa edeceğim.”


“Moda tasarım eğitimi beni sahnede daha güçlü kıldı.”
Koreografi sanatında görsel estetiğin önemine dikkat çeken Ömercikoğlu, aldığı moda tasarım eğitiminin büyük katkı sağladığını söylüyor:

“Sahnedeki renk uyumu, ışık-mekan ilişkisi, kostüm detayları… Bunlar tasarım bilgisiyle birleştiğinde koreografiyi bambaşka bir boyuta taşıyor. Bu sayede hem teknik hem sanatsal bütünlük yaratabiliyorum.”


“Gerçek bir manken sahnede kıyafetiyle hikâye anlatandır.”
Manken seçiminde yalnızca fiziksel yeterliliğin değil, ruh ve disiplinin de önemli olduğuna değinen Ömercikoğlu; karizma, sahne hâkimiyeti ve ritim duygusunun belirleyici faktörler olduğunu ifade ediyor:

“Bir modelin yürüyüşü kadar enerjisi, göz teması, tasarımı hissetmesi ve doğru duyguyu yansıtması da çok önemlidir. Çünkü podyumda her adım, bir anlam taşır.”


“Her ödül, ‘tamamladın’ değil; ‘devam et’ mesajıdır.”
Bugüne kadar aldığı sayısız ödülün kendisi için sadece bir başarı göstergesi değil, aynı zamanda yolculuğuna verilen anlamlı bir onay olduğunu belirten Ömercikoğlu şöyle diyor:

“Sahneye çıkarken duyduğum duygu, sadece mutluluk değil… Geçmişin emeği, gecelerce süren çalışmalar, genç yeteneklere yol açma çabası hep o anla birleşiyor. Ve ben bilirim ki, bu ödüller yalnızca benim değil; ekip arkadaşlarımın, öğrencilerimin, sahne arkasında ter döken herkesindir.”


Gençlere altın değerinde öneriler
Model, manken ya da oyuncu olmak isteyen gençlere seslenen Ömercikoğlu, bu mesleklerin disiplin ve sabır gerektirdiğini vurguluyor:

“Yetenek şart ama tek başına yetmez. Eğitim alın, kendinizi geliştirin ve asla sabırsız olmayın. Bu yol, sadece görünmek değil; iz bırakmak yoludur.”


“Kurumsal İmaj ve Zarafet” eğitimiyle fark yaratıyor
Bir üniversitede eğitmen kadrosuyla birlikte verdiği “Kurumsal İmaj ve Zarafet” derslerine de değinen Ömercikoğlu, bu eğitimin yalnızca dış görünüş değil; ifade gücü, temsil kabiliyeti ve hayatta duruş geliştirmek üzerine olduğunu belirtiyor:

“Katılımcılar bu dersi sadece zarafet değil, yaşam rehberi olarak görüyorlar. En kıymetli kazanım da bu zaten.”


Kadın ve erkek gardıroplarının olmazsa olmazları
Stilin zamansız parçalarla bütünleştiğini vurgulayan Ömercikoğlu’na göre;

  • Kadınlar için: Siyah elbise, beyaz gömlek, blazer ceket, trençkot, topuklu ayakkabı ve sade sneaker, vücuda uygun kot pantolon ve zamansız bir çanta olmazsa olmaz.

  • Erkekler için: Lacivert ya da siyah takım elbise, mavi ve beyaz gömlek, kaliteli tişört, deri ceket, iyi bir saat, kot ve kumaş pantolon ile iki farklı ayakkabı mutlaka yer almalı.

“Moda başkası için giyinmektir, stil ise kendin için. En önemli kural: Önce kendine yakıştır.”


Röportajlar aracılığıyla dostluklar yeniden canlanıyor
Uzun yıllardır birlikte çalıştığı ünlü isimlerle gerçekleştirdiği röportaj serisinin arka planını anlatan Ömercikoğlu, bu süreci duygusal bir bağla yürüttüğünü söylüyor:

“Bu sadece bir röportaj değil, birlikte yaşanan hikâyelerin yeniden canlanması. Her biriyle tekrar bir araya gelmek, geçmişe saygı duyarken yeni projelerin de başlangıcı gibi…”


“Zarafet ışıkta değil, ruhtadır”
Unutamadığı defile anılarından birini paylaşan Ömercikoğlu, yaşanan teknik arızaya rağmen defilenin doğallıkla tamamlandığını şöyle anlatıyor:

“Işıklar ve müzik bir anda kesildi. Ama mankenler yürümeye devam etti. Perdeler açıldı, dışarıdan gelen gün ışığıyla defileyi tamamladık. O an anladım ki: Zarafet ışıkla değil, ruhla parlar.”


Fatih Ömercikoğlu’ndan okuyuculara mesaj:

“İçinizdeki ışığı asla küçümsemeyin. Gerçekten isteyen, sabreden ve emek veren herkes bir gün kendi sahnesine çıkar. Kalbinizden geçen her şeyin bir gün gerçek olabileceğini unutmayın. Sevgiyle ve umutla kalın.”


 Fatih Ömercikoğlu, sadece bir koreograf ya da moda profesyoneli değil; aynı zamanda bir vizyoner, eğitmen ve sahne sanatlarının mimarı. Röportajda paylaştığı içtenlik, disiplin ve ilham dolu yaklaşım, sektörün yeni nesline güçlü bir rehber niteliğinde.

​​​​​​​

Son Güncelleme: 22 Temmuz 2025